|
|
 |
|
TANBURACIDAN SEÇMELER(29.09.2008) |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Alex-Delgado Oratoryoları
Sakatlar ordusuyla bestelenen ve dünya klasikleri arasına giren bu 4-1’lik senfonileri bu ülkede başka besteleyen de yok!
Aragones ve Sağlam’ın ‘Alex-Delgado’ Oratoryaları alkış dahi almakta zorlanıyorsa,
O zaman; sen çok yaşa Skibbe.
Galatasaray iyi yolda...
|
|
Zaman Galatasaray’a çalışıyor
Bu ülke futbolu adamı ‘Konfiçyüs’ yapar!
Şu güne kadar ne dediysem çıkıyor... Zaman Galatasaray’a çalışıyor.
Skibbe’nin takımının sahaya yayılışında ötekilerden çok farklı bir yanı var;
Galatasaray takımı;
Fizik,
Yetenek
Düşünce zenginliğine sahip.
Zaman bu faktörleri çok daha belirgin bir şekilde ortaya çıkaracak.
Galatasaray’ı Konya karşısında seyrederken mest oldum. Bu kadar dikine, bu kadar çabuk ve bu kadar zeka unsurunun oyuna girdiği başka bir maç seyretmedim bu sene...
Rakibi kendi sahasına hapseden böyle bir oyun izleyene zevk veriyor. Galatasaray hücuma kalkarken çok adamla rakibin üzerine yıkılıyor ve ‘rakipten dönen bütün topları Galatasaray kapıyor.’ Bu mükemmele gidiştir. Beş maç sonra bir aksilik olmazsa Galatasaray tadından yenmez!
|
|
Kewell, Baros süzme kalite
Bu ikiliyi izlerken ‘bilim kurgu’ filmi seyreder gibi oluyorum. Bunlar süzme kalite.
Kewell’ın topla buluşması ve rakibin ölü noktasından topla geçişi bana ‘Hagi’yi hatırlatıyor. Rakibi geçen Kewell aniden süratleniyor. Kaleye dikine ve akıllı gidiyor, yolu hiç dolandırmıyor, ver-kaça girdiğinde zaman kaybetmiyor. Bunlar bir futbolcu için ‘artı kere artı’ değerler. Attığı gol, top takibinin ve çabuk hareket edişin hepsinden öte; düşünce hızının getirdiği zor şartlarda ‘çapraz kere çapraz’dan gol vuruşunun zeka hızıdır.
Şimdi bu anlattıklarımı bir kez daha mümkünse oyunu izleyerek düşünün...
Baros da bir başka tarz. Tazı gibi... Her pozisyonda kaleyi ve golü düşünüyor, arkadaşlarına kaprisi hiç yok. Takımı için oynuyor ve futbol dışı hareketi yok. Attığı gol sıra dışı... Çataldan örümcek aldı. Ağı mağı yırttı örümceklerin kökünü kuruttu!...Baros’un vuruş tekniği mükemmel, kaçırdığı goller talihsizlik! Baros benim çizmeğe çalıştığım futbolcu profiline çok uygun. İdeal bir oyuncu. Patlayan deparlı, topla yumuşak, rakip ekarte edebilen, asist özellikli ve de fırtına gibi gole koşan, gol vuruşları net bir oyuncu. Baros benim ‘Number one’ım.
|
|
Lincoln ayılıyor
İki yıldır kış uykusuna yatmış Lincoln uyanıyor. Nedeni; Kewell ve Baros’un gelişi. Üçü de futbolun ortak dilini ana dili gibi konuşuyor. Bu sohbete Arda da katılınca Galatasaray’ın ahengi çoğalıyor. Konya karşısındaki Lincoln’ü sevdim. Top oynamak istedi, oynadıkça aşka geldi, goller geldikçe keyiflendi, keyiflendikçe coştu. Kendi oyunundan da keyif aldığı muhakkak. Lincoln ‘romantik film’ seyretmek gibi bir şey...
Ancak Lincoln ilk yarı huzursuzdu; 42 numara bir ayakkabı bedenine yapışmıştı. Sırtında 42 yazan Konyalı Zafer Demir, Lincoln’e öyle bir yapıştı ki aman Allah! Lincoln içine kapandı. Yine de sinsi pasları kümes basan sansar gibiydi. Ters tarafa bakıp öte yana paslar yuvarladı. Gollerde pay sahibi oldu, bir tane de attı.
|
|
İşte 4-6-0
Hala bana katılmayan var mı bilemem ama Galatasaray çağdaş futbol 4-6-0’dan örnekler veriyor. Golleri, değişik ama hep aynı adamlar atıyor. Bu şu demek; Galatasaraylı futbolcular hep alan değiştiriyor. Sağda, solda, ortada, geriden atakta... Rakip bunlara pozisyon alamıyor.
Skibbe’nin orta alanda kullandığı 6 kişi durmadan alan değiştiriyor. Tabii ki sisteme göre belirlenmiş görev alanları var ama topa sahipken... Rakibin üzerine giderken bu 6’lı yelpaze gibi oluyor. Esas mesele ‘topu kaptırdığında!...’ İşte o zaman Galatasaray 4-6-0’ın faydalarını görüyor. Topu kaptırdığı yerde pres yaparsa defansına da fazla iş düşmez! Galatasaray şimdilik bunu pek beceremiyor. Zamanla başaracak.
Bir keresinde ilk yarı; Hakan Balta ileri kaçtı Galatasaray kontratağa yakalandı bir de baktık Kewell en geride sol bek!... E helal olsun! İşte futbol bu.
Onun için de Galatasaray zamanla çok daha iyi olacak diyorum.
Hasan Şaş ve Ayhan’ın buna çok dikkat etmesi gerek! Çok gayretliler ama ayaklarında çok top tutuyorlar. Hasan, Ayhan ve Mehmet Güven’in de ‘üç yabancı’nın düşünce hızına erişmesi lazım. Yoksa olmaz!
Meira da dün benden çok iyi not aldı. Taç kenarında rakibi aldatarak arkadaşına verdiği ayak içi topuk pası ve de rakip kaleye sokuluşları mükemmeldi.
Goller işte bu oyun anlayışıyla geldi.
|
|
17 cm uyar mı?
Goller tartışılır ama Galatasaray’ın üç puanı tartışılmaz!
Galatasaray’ın ilk golü için santim santim çizgi çekmişler.
17 santim ofsayt varmış... Yani bir cetvelin yarısı... Maşallah hiç de fena değil!
Onu süzecek göz de gitsin korsan gemisine gözcü olsun!
Ayrıca golü atan da Baros. Ofsayt olan kişiyse ver-kaçta pası veren...
Baros onun üzerine iki çalım basıyor sonra da topu çatala asıyor.
Geçiniz!
17 santimlik şey... Hikaye!
Böyle ofsayt zorluğu her maçta var.
Gözünüzde büyütmeyin bazı şeyleri...
|
|
İkinci gol kesin faul! Günah yok ama faul var.
Baros, ortalanan topta arkadan Şener’in ense köküne fena kakıyor! Vurduğu kafa da zaten ‘amorf’ bir dokunuş. O arada Lincoln de yine 7.5 santimlik ofsayt!
Hakem olsam golü faul yüzünden iptal ederdim.
Ancak Galatasaray da bu maçı yine alırdı.
Akıllarda soru işareti kalmasın!
Çünkü takım galibiyeti mumla değil, projektörle arıyor.
Galatasaray’ın gollerine ofsayt-faul diyenler Lincoln’e faulleriyle iki sarı görmesi gereken Zafer’le, Erhan Albayrak’a gösterilmeyen kartlara da bir baksınlar!
|
|
Konya nasıldı?
Maç başlamadan önce GSTV’de Bülent Ünder’le beraber anlattım.
Konya’nın kontratak gücü yok. Çok adamla orta sahada olacak defansına yaslanacak, kontra toplarla gol arayacak! Galatasaray’a karşı bunu başarması zordu. Veysel’le bu iş olmaz! Sadece Da Silva ile de olmaz. Zaten Konya’nın attığı gol de sol bek Erhan Albayrak’tan.
Galatasaray’ın henüz defansif enfeksiyonu geçmemiş. Kornerden bile kelek gol yiyor. Saha ve adam parselasyonu Allahlık!
Bütün takım kalenin içinde. Korner 18 üzerine yerden kesilince bom boş kalan Erhan golü atıyor. Al bu golü ders diye okut!
Kaide şu; defans oyuncuları marke ettikleri rakip forvet oyuncuları ile meşgulken rakibin atak yapan sürpriz adamlarını da orta sahadan gelecek oyuncular sahiplenecek. Galatasaray korner atışlarında bile bunu henüz beceremiyor. Böyle gol yenmez!
Erhan Albayrak’ın 40 metreden attığı şutun üst direkte patlaması ise şanssızlık.
Konyaspor’da maçın kaderini değiştirecek oyuncu yoktu, sadece direndiler Galatasaray’ın kalite ayaklarına yenildiler.
Konya’nın yeni hocası Giray Bulak’ın işi kolay değil. Bu Konya gol yollarına çare bulmalı.
|
|
Skibbe için de bir not;
Adnan Polat ve yönetimine teşekkür borçlu. Haldun Üstünel, Murat Yalçındağ ve Adnan Sezgin iyi oyuncular almış. Hem de bu zor şartlarda... Hem de ucuza...
Keyifli bir maç seyrettim. Teşekkürler.
Ancak Skibbe’nin zorluğu bundan sonra başlayacak; sakatlar da iyileşirse ki inşallah, o zaman Skibbe ne yapacak? Kimi oynatacak!
|
|
Galatasaray kaç puan aldı?
Hani moda laf var ya; Galatasaray bu hafta tam 8 puan aldı, deniyor.
3 Fener kaybetti, 2 de Beşiktaş!
3 de Galatasaray aldı ya... Toplam 8 puan.
Züğürt tesellisi...
Doğrusu puan cetvelidir;
Galatasaray 11
Beşiktaş 11
Fenerbehçe 6 puan.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
DUYURU PANOSU |
|
|
|
|
|
|
DUYURU PANOSU
|
|
WEP SPOR MASASI
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
ŞAMPİYONLAR LİGİ |
|
|
|
|
|
 |
|
REKLAM ALANI |
|
|
|
|
|
|
Bu zamana kadar 5854 ziyaretçi (7460 klik) kişi burdaydı! |